Hürriyet Gazetesi'nin ''İlk Kara Omurgalısı'' Yanılgısı
5 Mayıs 2000 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nin 30. sayfasında, "İlk Kara Omurgalısı"başlıklı bir haber yayınlandı. Yaklaşık yarım sayfa yer verilen habere göre, "sudan karaya uzanan yaşam zincirinin kayıp halkası" bulunmuştu....
Bu haberin, bilimsel birçok gerçek gözardı edilerek, sadece klasik bir "evrim propagandası" yapmak amacıyla hazırlanmış olduğu açıktır. Evrimci fosil bilimciler, daha önce binlerce kez yaptıkları gibi, ellerine geçen küçük kemik parçalarından yola çıkarak tamamen hayali ve bilimsel temeli olmayan yorumlar yapmışlar ve bu da kamuoyuna "evrim adına önemli bir buluş" gibi gösterilmiştir.
Söz konusu yazıda, 1953 ve 1964 yıllarında ayrı ayrı bulunan iki çene parçasından söz edilmektedir. 11 sene ara ile bulunan bu iki parçanın, 50 yıl önce Litvanyalı bir paleontolog tarafından tesadüfen bulunduğu ve o zamandan beri de Rusya'da bir koleksiyonda saklandığı haber verilmektedir. Önemli olan nokta ise, bu iki çene kemiği parçasının, tüm omurgalı kara canlılarının sözde atası olan yarı balık yarı sürüngen bir canlıya ait olduğunun iddia edilmesidir.
Ancak bu iddianın tamamen spekülasyondan, yani bilimsel temeli olmayan bir varsayımdan ibaret olduğu aşikardır. Soyu tükenmiş bir canlının sadece çene kemiklerinden yola çıkılarak canlı ile ilgili oldukça detaylı bir senaryo yazılmış; canlının solungaçlara, balık kuyruğuna, hem yüzgeç hem ayak görevi gören 4 uzuva sahip, timsaha benzeyen bir omurgalı olduğu ileri sürülmüştür.
Gerçekte iki ayrı tarihte iki parça halinde bulunmuş bir çene parçasından bu kadar detaylı bilgi edinilemeyeceği açıktır. Bu, evrimcilerin sık sık başvurdukları ve sadece kendi kendilerini ve taraftarlarını avutmak için kullandıkları bilim dışı bir "spekülasyon yeteneği"nden başka bir şey değildir.
Nitekim, bizzat bazı evrimci bilim adamları dahi, bulunan bu gibi kemik parçalarının evrimci meslektaşlarınca çoğu zaman yanlış yorumlandıklarını belirtmişlerdir. Örneğin, dünyaca ünlü fosil bilimcilerin Richard Leakey ve bilim yazarı Roger Lewin, yetersiz fosil parçalarından kesin bir sonuç elde edilemeyeceğini şöyle açıklamışlardır:
"... Fosil buluntuları çok yetersiz olduğundan farklı yorumlar yapabilmek için zemin çok müsaittir. Sorunu daha da güçleştiren bir unsur da her hayvan türünde, bir miktar doğal görünüm farklılığının bulunmasıdır. Canlı bir örnek olarak çevremizdeki hemcinslerimize bakmanız yeterlidir.
Eğer soyu tükenmiş canlılarda bu tür değişkenlik büyük idiyse, geride bıraktıkları kemiklerdeki fark öylesine büyük olabilir kI, bilim adamları gerçekte ortada tek bir tür varken, birkaç değişik tür olduğunu düşünerek yanılgıya düşebilirler... Bu yüzden eğer altı araştırmacıdan, fosilleri uygun gördükleri şekilde sınıflandırmalarını isteseydik, her birinin seçiminin değişik olma ihtimali bizi şaşırtmamalıdır. Kuşkusuz bazı kişiler, belli bir fosil parçasının hangi gruba dahil edileceği konusunda anlaşamayacaklardır." (Richard Leakey - Roger Lewin, "Göl İnsanları - Evrim Sürecinden Bir Kesit", TÜBİTAK, 2. Basım, Ankara, s.36)
Berkeley - California Üniversitesinden evrimci antropolog Dr. Tim White ise, kemik parçaları hakkındaki tahminlerin nasıl yanıltıcı olabileğini şöyle bir örnekle açıklar:
"İnsanımsı bir canlının köprücük kemiği olduğu düşünülen 5 milyon yıllık bir kemik parçasının, aslında bir yunusun kaburga kemiğinin bir parçası olduğu anlaşıldı." (Dr. Tim White, New Scientist, 28 Nisan 1983, s. 199)
Evrimcilerin kemik kalıntılarından yola çıkarak hem kendilerini hem de bilim dünyasını aldattıklarına dair daha pek çok örnek vardır:
1922 yılında bulunan bir yaban domuzu dişi, yıllarca bilim dünyasına "Nebraska Adamı" olarak tanıtılmıştır...
Coelacanth sınıfına ait balıklar, 1938'de ilk canlı örnekleri bulununcaya kadar, "sudan karaya geçmekte olan ara form" olarak tanıtılmış, ama canlı örnekleri bulunduğunda balığın hiç bir ara form özelliği taşımadığı görülmüştür...
Ramapithecus uzun yıllar boyunca insan ile sözde maymunsu ataları arasındaki en önemli ara form olarak gösterilmiş, ama 1980'lerdeki yeni bulgular üzerine evrimciler bu canlının günümüz maymunlarına çok benzeyen ve insanla hiç ilgisi bulunmayan bir maymun türü olduğunu kabul etmiştir...
Hürriyet'teki haberde sözü edilen çene kemikleri hakkında yapılan evrimci yorumlar da, üstteki evrimci yanılgılar gibi temelsiz ve hayalidir. Evrimci bilim adamları, kendilerini teorilerine körü körüne inandırdıkları için, rastladıkları en ufak bir fosil parçasından cesaret bularak tamamen hayali senaryolar yazmakta, bazı medya kuruluşları da bunları dünyaya "evrimin yeni bir kanıtı bulundu" gibi tamamen aldatıcı bir üslupla sunmaktadırlar.
Oysa gerçek bu gibi yalanlarla gizlenemeyecek kadar açıktır. Darwin'in "eğer teorim doğruysa sayısız ara form bulunmalı" diyerek sözünü ettiği ara formlardan eser yoktur. Yani Darwin'in teorisi tamamen yanlıştır. Canlılar evrimleşerek ortaya çıkmamışlar, Allah kusursuzca yaratmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder